+905055952698
serdalgur@gmail.com

Doğru İletişim

Uzman Klinik Psikolog

İletişim yaşamın içindeki önemli kavramlardan biridir.. Daima bir şeyler iletiriz ve bir şeyler alırız. Ne yazık ki her zaman doğru bir iletişim kuramayız. İletişim yaşamın öyle ayrılmaz bir parçasıdır ki her düşüncemizin her davranışımızın ve ilişkilerimizin ardında isteyerek ya da istemeyerek alıp verdiğimiz iletiler vardır.

İletişimde söylediklerimizin karşımızdaki bireyler tarafından doğru anlaşılması önemlidir. İletişim ile ilgili okulda;  öğrenciler arasında “yanlış anlaşıldım”, öğretmen öğrenci arasında “hocam beni yanlış anladı”,  öğrenciler ile aileler arasında “ailem beni anlamıyor”  gibi durumlar ile sıkça karşılaşıyoruz.  Bunların oluşmasının nedeni doğru iletişim kurallarını bilmememiz. 

Doğru iletişimi bilmek için öncelikle iletişim çeşitleri kısaca değinmekte yarar var.   İletişim üç çeşit yapılabilir.

Sözlü İletişim;Sözlü iletişimler “dil ve dil-ötesi” olmak üzere 2 alt sınıfa ayrılmaktadır. İnsanların karşılıklı konuşmalarını “dille iletişim” kabul ederiz. Dille iletişimde kişiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil-ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; sesin tonu ve sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar vb özellikler, dil-ötesi iletişim sayılır. Dille iletişimde kişilerin “ne söyledikleri”, dil ötesi iletişimde ise, “nasıl söyledikleri” önemlidir. Yazılı İletişim;İnsanın zaman ve mekandaki ilişki sınırlılıklarını genişletmede en etkin iletişim biçimidir. Uzaktan haberleşmede, bilgi ve deneyimleri zaman içinde biriktirme de sözlü iletişime göre daha güvenilir bir yol olan yazı ile iletmenin kökeni, mağara resimlerindedir. Sözsüz İletişim;Yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı, sesin tonu gibi sözsüz mesajlar kullanılarak kurulan iletişimdir.

Yazılı iletişimi günümüzde mail, cep telefonları ile her an kullanıyoruz.Sözlü ve sözsüz iletişimi ise iki kişinin bir arada olduğu her ortamda kullanıyoruz. Topluluk olarak yaşadığımız okulda her an iletişim halindeyiz.

Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor, iletişimde beden dili %60, Ses tonu %30 ve Kelimeler %10 önem taşır. Yani dil ile yaptığımızı sandığımız iletişimin %60’ı sözsüz iletişimdir,  %30’luk bir kısım ise söylediklerimizi hangi ses tonundan ilettiğimiz, %10’luk gibi küçük bir kısım ise kelimelerden oluşmaktadır. Bunları göz önüne alındığında anlatmak istediğimizi sadece kelimelerle ifade ettiğimiz zaman yanlış bir şekilde anlaşılabiliriz. Eğer ki tam olarak doğru anlaşılmak istiyorsak kelimelerin yerli yerinde olmasının yanında, cümleyi söylerken ses tonumuz, beden duruşumuz, jest ve mimiklerimiz deçok önemlidir.

Okuldaki iletişim sorunlarına dönecek olursak şu karşımıza çıkıyor, kelimeler doğru seçilse bile ses tonumuz, bedensel dili göz ardı edildiği için yeterince anlaşılamadığımız için sorunlar yaşıyoruz. Örneğin bir öğretmeninize ya da arkadaşınıza bir şeyler anlatırken sesinizi yükselterek bir şey anlattığınızda cümlenin içindeki kelimelerin anlamını yitirdiğini göreceksiniz. Ya da evde ailemizden sesimizi yükselterek bir şey istediğinizde ailenizde aynı ses tonu ile karşılık verince kavgalar başlıyacaktır.

Bir diğer önemli konu ise bedenimizin duruş şeklidir.Arkadaşınıza bir şeyler anlatacaksınız,arkadaşınız başka işler ile uğraşıyorsa ya da size bakmıyorsa konuyu anlatmak istemezsiniz. Önemsenmediğinizi, dikkate alınmadığınızı hissedip anlatmak istediğinizin tamamını anlatmaktan çekinir ve ya anlatmaktan vazgeçersiniz. Arkadaşınıza önemli bir şeyler anlatırken farklı işler yaparsanız ya da farklı yerlere bakarsanız yüzünüz arkadaşınıza dönük olmadığından sizin için konu önemli olsa da arkadaşınız çok fazla önemsemez çünkü beden hareketleriniz anlattıklarınızı karşı tarafa önemsiz olduğunu gösterir.

 “Çok üzüldüm.” Dediğinizde gülümsüyorsanız kahkaha atıyorsanız buna kimse inanmaz. Kelimelerinizi beden duruşunuz, jestleriniz, mimikleriniz desteklemesi gerekir.

Yukarıda verdiğim birkaç örnekte görüldüğü gibi iletişimde sözsüz iletişim çok önemli bir yer kaplamakta. Sözsüz iletişim kurallarına uyulmadan doğru iletişim kurmamız mümkün olmaz. 

Dünya da olan sorunlara bakıldığında, sorunların doğru iletişim olmamasından kaynaklandığı görülür. Bizler doğru iletişim kurallarına uyduğumuzda hayatımızdaki sorunların çoğundan kurtulur ve gelecekte sorunlar ile karşılaşmayıen az düzeye indirebiliriz. Daima bir şeyler iletiriz ve bir şeyler alırız, bu iletişimde mutlaka sorunlar olacaktır. Minimum sorunla karşılaşabilmek için doğru ve etkili iletişim kurallarını bilmek gerekir. 

Doğru ve Etkili bir iletişim kurabilmek için birkaç basit önerileri;

* İşitilebilecek bir ses tonuyla konuşun.

* Ses tonunuza dikkat edin.

* Karşıdaki kişiye bedeniniz dönük olsun,

* Jest ve mimiklerinize konuşmanızı destekleyin. 

* Düzgün cümleler kurun.

* Sorulan sorulara yanıt verin.

* Karşınızdakini saygı ile dinlemesini bilin.

* ‘Tek Ses’ kuralına uyun, biri konuşuyorsa susun.

* Anlamadığınız bir konuyu izin alarak sorun.

* Konuşurken nezaket kurallarına uyun.

* Sabırlı olun.

* Esnek olun.

* Sizi dinleyenlerin anlayacağı sözcükler seçin.

* İnsanların gönlünü almaktan korkmayın.

* Sinirlerinize hakim olun.

* Şaka yapacağınız zaman iyi düşünün.

* Sorulara karşılık verin.

* Konunuzu iyi bilin

* Düşünmeden konuşmayın.

* Sürekli dert yanan biri olmayın.

* Karşınızdakilerin tepkilerine dikkat edin.

* Kaybetme ihtimalini de göz önünde bulundurun.

* Gereksiz eleştirilerden kaçının.

* Görüşlerinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışmayın.

* Bağırarak konuşmayın ancak sesinizi duyurun.

* Yüz ifadenizi kontrol edin.

* Biri sizinle konulurken işinizle meşgul olmayın.

* İnsanlara ne yapacaklarını öğretmek merakından vazgeçin.

Sözlü iletişimde önemli olan kelimeleri yan yana getirmek değildir. Önemli olan kelimeleri yan yana getirirken aldığı anlam ile söyleyiş şeklidir. Bunun en güzel örneği “Padişah ve Müneccim” hikâyesidir.

“Padişah bir müneccim çağırmış ve;

—Söyle bakalım benim akıbetim ne olacak müneccim…

Müneccim;

—Padişahım Allah size o kadar uzun ömür verecek ki çocuklarınızın bile ölümünü göreceksiniz…

Padişah irkilmiş ve “Vurun bunun kellesini!” demiş. İkinci bir müneccim çağırmış;

—Söyle bakalım müneccim ilerde hayatımda neler olacak

Müneccim, ilk müneccimin gördüklerinin aynısı görmüş fakat ilk müneccimin başına gelenleri bildiği için şöyle söylemiş;

—Padişahım Allah size o kadar uzun ömür verecek ki o kadar uzun yaşayacaksınız ki evlatlarınızın hiç birisi sizin ölüm acınızı yaşamayacaklar…

Padişah hizmetlileri çağırır; “Tez bir kese altın verile bu müneccime!” diye emir verir.”

İletişimde önemli olan ne söylediğimiz değil nasıl söylediğimizdir. Ne söylediğimiz ile nasıl söylediğimizi örtüştürürsek o zaman doğru iletişim kurmuş oluruz.

Serdal GÜR
Uzman Klinik Psikolog

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir